HAYMANA GAZETESİ
Haymananın İlk ve Tek Siyasi Bağımsız Gazetesi
Yavuz ÇİFÇİ

ORUCUN FAYDALANANLARI

10/06/2016
    Oruç her yıl bereketiyle gelir. Bu bereket yağmurundan birilerinin daha da nasiplendiği   hatta semirdiği gerçeği malum.  
    Birincisi; hangi kanalı açsanız, aynı hocalar, yine aynı konuları ısıtıp ısıtıp koyarlar önümüze. 1500 yıldır sakızın oruç bozup bozmadığını ne onlar anlatabildi, ne biz anlayabildik. Onlar parayı desteyle aldıklarına göre embesillik kesin bizde.
    İkincisi; sahurda ve iftarda ne yiyeceğimize karışan diyetisyenler, gurmeler, falan filan. Hepsi en sonunda “Yumurta tok tutar”a gelip dayanırlar. Ama öncelikle ağızlarımızın suyunu akıtıyorlar; “Sahurda salam, sucuk, börek kavurma yemeyin, zira susarsınız, tuz yalamış karakoyun gibi akşama kadar su..suuu… diye dört dönersiniz. İftarda ise önce çorba, ardından hafif bir sebze yemeği, ondan sonra kaburga veya ızgarada pişmiş biftek, sütlü tatlılardan birkaçını tercih edebilirsiniz. En sonunda çikolatalı bir kahve ve ardından muzlu, kivili, bir meyve salatası çok iyi gider” 
   Zannediyorlar ki her ev Ali Ağaoğlu’nun evi, her taraf  tıka basa yiyecek dolu, “biz akıl vermesek, her şeyden yiyecekler sonra da danelemiş camış gibi şişip kalacaklar”  diye de düşünürler sağolsunlar.
   Aslında durumu fazla abartmıyoruz, nefsini terbiye edecek olan evlerde dönen diyalog yaklaşık olarak şöyledir; “İşkembe kesmedi hanım, hele bide paça çorbası koy, sebze de neymiş ot mu yiyecez, hele kuzunun budunu getir de dişeleyelim, lan süt tatlısı neymiş hele şu açtığın baklavaya cevizi bol dök te getir”. Akşam kahvehanede 5 şişeden aşağı maden suyu kurtarmaz, sorana; “Kavurmayı bol yemişiz de söylemesi ayıp”
    Oruç tutarak, açın halinden anlayacak, fakirliğin felsefesini çözecek, garibanlığın kitabını yazacak  gani gönüllü ve gönlü bol vatan evladımız, sahurda ve iftarda döke saça yiyerek kendi duygusal orgazmını tamamlar.     
    Bizde böyledir ramazan sofrası. Akşama kadar açın halinden anlayan, ezanla birlikte her şeyi unutup envai çeşit yemeği, mide fesadı geçirene kadar yalar yutar, gök gürlemesi gibi geğirdikten sonra; “Allah fakır fukaraya yardım etsin, olmayana da versin” sözüyle midesindeki ağırlığı, ruhunda hafifletmeye çalışır.
   Ramazanda birde erzak kolileri çıkar ortaya. Üç aşağı, beş yukarı hepsinin içi aynıdır; fasulye, makarna, zeytin, bir tutam hurma falan filan. Hele bazıları; “Yiyin lan fakırlar, gözünüz insanlık görsün” dercesine de kasılır dağıtırken.  Haymana da adı garibana çıkan, mimlenmiş şahısların evi dolar taşar içeriği hep aynı kolilerle. Alanda “Ben aldım, başkasına ver” demez, evin bir köşesine yığar üst üste. Veren memnun, alan ekstra memnun, ramazanın bol kepçe sevabına, cümbür cemaat nail oluverirler.
   Evde küçük çocuğu olanların mamaya, beze ihtiyacı vardır. Temizlik ister sidik kokan ev, deterjanı yoktur. Elektrik, su faturası birikenler, nakit paraya sıkışmıştır, kimse bilmez, sormazda. Varsa yoksa nohutlu, domates salçalı koli ile savuştururlar, ensesi kalın, duyguları ince ve de pek bi hassas gariban babaları.
   Sonra oruç biter, her şey normale döner. Bir aylık sevabını beşle çarpanlar, açın halini unutuverir. Ne erzak kolisi kalır meydanda, ne de kıldan ince, kılıçtan keskin duygusallıkları tavan yapan, pirinç, bulgur melekleri.
    Fakirin 1 aylık sultanlığı bitmiş, kabarık cüzdanlıların 11 aylık sultanlığı başlamıştır. Garip gurebanın dostları, kimsesizin kimleri, kendi bol sıfırlı nakit dünyalarına dönerler. Gariban ise oruçta biriktirdiği, erzak kolilerinden geriye ne kaldıysa onu kaynatır, isli tenceresinde. Bebesi yine donsuz, ev yine sidik kokulu, faturalar katlanarak birikmeye devam eder. Sıkar dişini 11 ay. Teselliyi yine kendi lehine bir türlü akmayan zamanda bulur; “İdareli yiyelim hanım, kemer sıkalım, şunun şurasında ramazana ne kaldı. Oruç bir gelsin, sizi hazır tarhana çorbaları ile besleyeceğim”      
HAFTANIN SÖZÜ; Halka öbür dünyadaki cenneti vaad edip , bu dünyada cenneti yaşayanlar için, yaşasın cehennem...
HAFTANIN HABERİ: Bir Papaz Eriği daha Ramazan ayında Kelimeyi şehadet getirerek müslüman oldu.  
SAYGILARIMLA
"ORUCUN FAYDALANANLARI" KÖŞE YAZISI YORUMLARI
Allah razı olsun çok güzel özetlemişsin

aynı hocalar, yine aynı konuları ısıtıp ısıtıp koyarlar önümüze. 1500 yıldır sakızın oruç bozup bozmadığını ne onlar anlatabildi, ne biz anlayabildik. Onlar parayı desteyle aldıklarına göre embesillik kesin bizde.İftarda ise önce çorba, ardından hafif bir sebze yemeği, ondan sonra kaburga veya ızgarada pişmiş biftek, sütlü tatlılardan birkaçını tercih edebilirsiniz. En sonunda çikolatalı bir kahve ve ardından muzlu, kivili, bir meyve salatası çok iyi gider Zannediyorlar ki her ev Ali Ağaoğlunun evi, her taraf tıka basa yiyecek dolu, biz akıl vermesek, her şeyden yiyecekler sonra da danelemiş camış gibi şişip kalacaklar Oruç tutarak, açın halinden anlayacak, fakirliğin felsefesini çözecek, garibanlığın kitabını yazacak gani gönüllü ve gönlü bol vatan evladımız, sahurda ve iftarda dök ezanla birlikte her

Recep  
15/Haziran/2016 03:11:26
Yorum yazmaya gerek yok çünkü benim duygularımı yazmışsın abi

gök gürlemesi gibi geğirdikten sonra; Allah fakır fukaraya yardım etsin, olmayana da versin sözüyle midesindeki ağırlığı, ruhunda hafifletmeye çalışır. Ramazanda birde erzak kolileri çıkar ortaya. üç aşağı, beş yukarı hepsinin içi aynıdır; fasulye, makarna, zeytin, bir tutam hurma falan filan. Ramazanda birde erzak kolileri çıkar ortaya. üç aşağı, beş yukarı hepsinin içi aynıdır; fasulye, makarna, zeytin, bir tutam hurma falan filan. Hele bazıları; Yiyin lan fakırlar, gözünüz insanlık görsün dercesine de kasılır dağıtırken. Haymana da adı garibana çıkan, mimlenmiş şahısların evi dolar taşar içeriği hep aynı kolilerle. Alanda Ben aldım, başkasına ver demez, evin bir köşesine yığar üst üste. Veren memnun, alan ekstra memnun, ramazanın bol kepçe sevabına, cümbür cemaat nail olu

Recep  
15/Haziran/2016 03:16:45
Eline sağlık abi bu koyun yerine konulan halkı iyi anlatmışsın

Varsa yoksa nohutlu, domates salçalı koli ile savuştururlar, ensesi kalın, duyguları ince ve de pek bi hassas gariban babaları. Sonra oruç biter, her şey normale döner. Bir aylık sevabını beşle çarpanlar, açın halini unutuverir. Ne erzak kolisi kalır meydanda, ne de kıldan ince, kılıçtan keskin duygusallıkları tavan yapan, pirinç, bulgur melekleri. Fakirin 1 aylık sultanlığı bitmiş, kabarık cüzdanlıların 11 aylık sultanlığı başlamıştır. Garip gurebanın dostları, kimsesizin kimleri, kendi bol sıfırlı nakit dünyalarına dönerler. Gariban ise oruçta biriktirdiği, erzak kolilerinden geriye ne kaldıysa onu kaynatır, isli tenceresinde. Bebesi yine donsuz, ev yine sidik kokulu, faturalar katlanarak birikmeye devam eder. şurasında ramazana ne kaldı. Oruç bir gelsin, sizi hazır tarhana çorbaları ile besleyeceğim

Recep  
15/Haziran/2016 03:19:59
Fakiri sömüren kafirler sürülerine lanet olsun

Halka öbür dünyadaki cenneti vaad edip , bu dünyada cenneti yaşayanlar için, yaşasın cehennem... En güzel size şapga cıkartıyom abi.Fakiri sömüren zenginler ve siyasilerin öbür dünyada yatacak yerleri olmaz. Yani cennette olmaz. Tabi en iyisini Allah bilir.

Hasan  
15/Haziran/2016 03:21:46
BASIN İLAN KURUMU İLANLARI
GAZETEMİZ YAZARLARI
19-09-2025
Kenan KALAY
19-09-2025
Seyfullah YÜCEL
12-09-2025
Ramazan DOĞAN
19-09-2025
Aydın BENLİ
28-02-2025
Yavuz ÇİFÇİ