HAYMANA GAZETESİ
Haymananın İlk ve Tek Siyasi Bağımsız Gazetesi
Yavuz ÇİFÇİ

UCUNDAN KIYISINDAN

06/11/2015
“KARA ZINDAN”
   Bir şehre cezaevi geliyor diye sevinir mi insan? Valla seviniyormuş işte. Buna “ölümü gösterip bayılmaya razı etmek” denir. Tepemize vura vura alacanlı hale getirdiler, mecburen bayılmaya razı olduk. Ölümde fena olmazdı hani, ama günahımız çok, öte taraftaki azaptan da tırstık hafiften.
    Cezaevi geliyor diye göbek atar mı insan? Göbek atmakla birlikte zil takıp oynayacağız nerdeyse. “Şöyle gerdan kıra kıra oynayalım ki belki para da takarlar” kıvamına gelmişiz, haberimiz yok.
     Cezaevi geliyor diye dizlerimizi dövmemiz gerekirken, birbirimize “çaaak…” yapacak hale geldiysek durum vahim ki ne vahim.  Oysa modern toplumlarda, bir şehre cezaevi gelmesi mahcup olunacak bir vak’a dır. “Haymana’nın neyi var? neyi meşhur?”  Diye soranlara “Cezaevimiz var” demek kadar trajik bir durum yok. İçerdeki kader mahkumlarına mı acıyacaksın, yoksa dışarıdaki kaderine terk edilmiş bir şehre mi kahrolacaksın, orası da ayrı konu.
  “Cezaevi geleceğine, üniversitemiz gelişsin, yerine fakülte yapılsın, sağlığa, kültüre, sanata bilime, ilime ışık tutacak yerler inşa edilsin” diyen de yok şükür. “İçerde volta atacak, dışarıda ekonomimize can verecek aksiyonlar lazım” mış bize. Yoksa tüm şehir göç telaşında. Onlar volta atarken, biz voltamızı alıyoruz ağır ağır. Kuşlar kadar özgür bir memleket hayali kurarken, boncuktan kuş yapanlara bu kadar mahkum olacağımızı rüyamızda görsek sıçrayarak uyanırdık kesin.  “Görüşmeciler mapustakilere yeşil soğan götürecekler, üç beş kuruş kazancağız” diye tüm telaşemiz. Kelepçe beyinlerde olduğu sürece ellerdeki kelepçenin hükmü yok, ancak ruhlardaki örümcek ağlarını kim temizleyecek? 
“ABDÜLHAMİT DÜŞERKEN”
   Güldür güldür yapıldı, paldır küldür yıkıldı. Yapılması bir dedikoduydu, yıkılması bambaşka spekilasyonlara gebe. Çözüm üretemediğimiz şehirde, bol bol polemik üretmekte üstümüze yok, elhamdülillah.  Yapılması bir çuval paraydı, yıkılması bir avuç para. Yapana mı suç bulacağız, yıkana mı? Al sana nur topu gibi bir kahvehane sohbeti daha. “Hele yapılmış dursun kimseye zararı yok” demedik. “Ucube” dedik, “güzelliğimizi bozuyor” dedik, “bize yakışmıyor” dedik, kendi gazımızla yaptırmıştık, kendi ağzımızla yıktırdık. Ne yapanda suç, ne de yıkanda.  Meşhur bir filmdi “Abdülhamit Düşerken”,  biz düşürmedik, direk yıktık. 
“SANDIĞIMDA GÜL OYA”
   Seçimlerde yine rekorları patlattık AKP’ye. Bu defa fena sandıkları coştu, e.. o zaman şu soruları gerine gerine sorabiliriz; “Ankara Yolu bitecek, Konya Yolu tamamlanacak, yatırımlar coşacak, millet Haymanaya koşacak, pardon ne koşması uçacak, siz demediniz mi? “Havaalanı bile yaparız” diye. O zaman herkese bir uçak bileti ayarlayın, teker üstü olmasın bir zahmet.
HAFTANIN SÖZÜ: Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan, bozulmayacak insan mı var, sen haber ver paradan.
HAFTANIN HABERİ: Sahte içkiden zehirlenen A.Y (39) basına sert açıklamalar yaptı; “Ne içkiden zehirlenmesi babam, rakıya fazla su kattım ondandır, asıl su dokunuyor bana”                    SAYGILARIMLA
"UCUNDAN KIYISINDAN" KÖŞE YAZISI YORUMLARI
BU HABERE YORUM YAPILMAMIŞTIR
BASIN İLAN KURUMU İLANLARI
GAZETEMİZ YAZARLARI
19-09-2025
Kenan KALAY
19-09-2025
Seyfullah YÜCEL
12-09-2025
Ramazan DOĞAN
19-09-2025
Aydın BENLİ
28-02-2025
Yavuz ÇİFÇİ