Bulunduğumuz bölgede Galatların yaşadığı MÖ. 1. yy'ın sonlarında Galatia’nın Roma egemenliğine girmesinden sonra Romalılar Galatlara dokunmamış ve onları GALATİA SALUTARİS ve GALATİA PRİMA adlarıyla ikiye bölmüştür. Galatai Salutaris’in Başkenti Pessinus (Sivrihisar-Ballıhisar Köyü), Galatia Prima’nın Başkenti Ankrya-Ancyra(Ankara) olmuştur. O zamanki Haymana bölgesinde en büyük yerleşim yeri Myrika (Kadıköy) Galatia Salutaris eyaletinde bulunuyordu.
Myrika(Kadıköy) de bulunan Şimdiki Haymana Kaplıcalarına o zamanlarda Myrika Therme deniliyordu. 1883 yılında İlçemizde araştırmalar yapan William Mitchell Ramsay’a göre “Myrika’nın mevkii Chalcedon meclisindeki bir imzada bahsedilen sıcak su menbalarından dolayı katiyetle tesbit edilmiştir. Germa ile Eudoxias kaplıcalardan maada Galatia Salutaris’de bildiğimiz yegane sıcak su menbaları Haymana’nın merkezinde Kadıköy’ün yanındaki menbadır. Ayrıca burası kaplıcasıyla tanınan piskoposluk merkeziydi.
Ramsay, o yılda Haymana ilçe merkezinde devlet dairelerinin yanında onbeş yeni ev bulunduğunu, İlçe merkezinin iki yıl önce sivri köyünde çıkan bir yangın sonucu buraya Yabanhamamı köyüne geldiğini, Kaymakamlığın 1880 yılında kurulduğunu, Kadıköy’de türlü sayısız kalıntıların bulunduğunu, Köy Mezarlığınki mezar taşlarının Hristiyan mimarisine uygun olarak gördüğünü, bunlardan bazılarında Bizans stili kesme haçlar olduğunu söylemektedir. Mezarlığın içindeki yazıtların neredeyse tamamen okunaksız ve çok yıpranmış olduğunu görmüş. Bir mezartaşını okuyarak şöyle tercüme etmiştir. “Sakarya ve Kızılırmağın arasında buranın açık modern adı MYRİKA, Ülkenin Güney batısında Angora vardır.”
Ramsay’a göre, “Myrika’da Gavur kalesi varlığını gösterir. Kalenin Ancyra (Ankara) ve Sangarios(Sakarya) için önemi çok büyüktü. Haymana bir vadinin güney ucunda olan hamamı ve sağlıklı olmak için büyük ölçüde önemli olan sıcak su var. Buraya eski zamanda Therma Myrika derlerdi.”
Haymana’nın bulunduğu yerde Frigler, Hititler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Seçukluları,Osmanlılar yaşamış şimdide bizler yaşıyoruz. Osmanlı döneminde 1880 Yılına kadar Haymanateyn (iki Haymana) Büyük ve Küçük Haymana denmiş. Büyük ve Küçük Haymanalar önceleri nahiye olarak kurulmuş. Daha sonra kaza olmuştur. 1880 Yılında Şu an bulunduğu yer Yabanhamamı nahiye merkezinde kurulduğu zaman tek Haymana olmuştur. Haymana Kaza Merkezi Sırasıyla Kadıköy (Yeşiyurt), Culuk, Erif, Polatlı Kargallı köyü, Sivri ve son olarak Yabanhamamı olmuştur.
İlçede belli başlı kültür varlıklarından, Frigler dönemine ait Dereköy’de iki Frig tanrısı ve bir tanrıça kabartması bulunan Gavur Kalesi, Anadolu Selçukluları dönemine ait Kutluhan Camii ve Türbesi, Osmanlı Dönemine ait 1883 yılında yapılan Haymana Redif taburu mihimmat deposu. Şimdiki İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası. Eski Çaldağ İlkokulu binası, Çalış Atatürk evi, Bahçecik Nekropolü, Osmanlı dönemi Kayabaşı Mahallesi Çeşme, Osmanlı dönemi Medrese mahallesindeki ev, Osmanlı dönemine ait Merkez camii, Osmanlı dönemine ait Karahoca köyü eski camii, Bizanslılar dönemine ait Demirözü Köyünde bulunan Taburoğlu kalesi ve daha birçok höyük ve nekropoller bulunmaktadır. Buralara ait birçok kazılar yapılmış ve tarihi eserler bulunmuştur. Pek çoğu Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
İlçenin adının nereden geldiğine ait birçok rivayetler olsada. Osmanlı döneminde Haymana otlak yeri anlamında her eyaletin bir Haymanası bulunmakta ve sultan ve sadrazamlara has olarak verilmekteydi. Yani otlakiye kira geliri. Ülkenin çeşitli yerlerinde konar göçer aileler koyunlarını kira ile otlatmak için Haymana’ya gelirlerdi.
Osmanoğulları Anadolu Selçuklularından yurt isterler. İlk önce bunlara Haymana Karacadağ etekleri yurt olarak verilir. Ertuğrul gazi, Hayme Ana ve tebasıyla buraya yerleşir. Bir müddet sonra Bizans ordularının sınırları tehdit etmesi nedeniyle Anadolu Selçuklularının isteğiyle buradan Söğüte yerleşirler. Oğulları Osman gazi Söğüt’te Osmanlı devletini kurar.
İlçemizde İşgal altında bulunan Türkiyenin kaderini değiştiren Sakarya savaşı yapıldı. Düşman Mustafa Kemal’e TBMM’nin verdiği Başkomutanlık yetkisine dayanarak kurduğu ordusu tarafından bin bir türlü yokluk ve zorluklara rağmen ilk kez Haymana’da başlatılan silahlı milli mücadele ve ordumuzun, milletimizin iman gücü sayesinde yurdumuzdan atılmıştır.
Bu savaşın yapıldığı tüm yerler o zamanlar Haymana sınırları içerisindeydi. Şu an Büyük bir ilçe olan Polatlı ilçesi ve onun sınırları içerisinde bulunan Sakarya nehri de Haymana İlçesi sınırları içerisindeydi. Polatlı Haymana’ya bağlı bir kasaba idi. Savaşın cepheleri olan ve Düşmanın ayak bastığı yerler, Güzelcekale, Yenice, Şerefligökgöz, Katrancı, Çeltikli, Yamak, Eskikışla, Gedikli, Bahçecik, Ataköy, Yaprakbayırı, Mangaldağı, Mollaresul Tepeleri, Demirözü, Taburoğlu kalesi, Türbetepe, Sırçasaray, Kokar (Yeşilöz), Ilıcaözüdere Vadisi, İnler Katrancı (Yunan Ordusunun Karargahıydı) Haymana Çaldağ ve Çaldağın bitişiğindeki Ardıç tepeleri, Ahırlıkuyu, Boşnakkesikkavak, Esenköy, Soğulca ,Gedik, Evci, Söğüttepe, Tabaklı, Evliyafakı, Kavak, Ördekgölü, Şehali, Sivri, Duatepe, Basrikale Tepe, Kartaltepe ve iğciler Boğazı tüm bu yerler Haymana kazası sınırları içindeydi. Bu köylerimiz ve bunların batısındaki köylerimiz düşman işgali altındaydı. Tabiki cephenin batısındaki illerimizde. Sakarya Meydan Muharebesi Tamamıyla Haymana sınırları içerisinde yapılmasına rağmen 1925 yılında Haymana’dan ayrılarak ilçe olan Polatlı’da Duatepe’ye Şehitlik anıtı yapılması şehitlerimizin anısını yaşatmak açısından çok iyi olmuştur. Allah şehitelerimizin ruhunu şad eylesin. Onlardan Rahmetini esirgemesin. Geçtiğimiz yılda kanlı çarpışmaların olduğu Mangaldağ’a yapılan anıt da burada verdiğimiz şehitlerimizin anısına çok iyi olmuştur.
İşgal edilen köylerimizdeki sivil halk Yunan askerlerinin, yağmasına, tecavüzüne ve işkencesine maruz kalmışlardır. Bu savaşın yükünü Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkeziyle Tüm Türkiye ile birlikte Haymana köylüleri bizzat yaşayarak çektiler. Kimileri de Yunan askerleri tarafından şehit edildiler. İşgal altında olmayan köylerimizde maddi manevi yardımlarını esirgemediler.
12 eylül 2006’da Sakarya Zaferi'nin 85. Yıldönümü ilçemizde ilk kez çok kapsamlı kutlandı. Törenlerin 2006 yılındaki en önemli etkinliği "Şu Çılgın Türkler" kitabının yazarı Merhum Turgut ÖZAKMAN'ın verdiği konferans oldu. Özakman, Sakarya Meydan Savaşı'nın Büyük Taarruz'dan çok daha önemli bir savaş olduğunu, "Bir ölüm-kalım savaşı, var olup yok olma savaşı" cümleleriyle tanımladı. Tarihi çok iyi anlamamız gerektiğini söyleyen Özakman, bugün gelinen noktaya bilimin terk edilmesi sonucu gelinmiştir. Türkiye'de gelinen noktadan kurtulma reçetesini de veren Özakman, "Türkiye'de her türlü tartışmayı bırakıp, kenetlenmenin zamanı gelmiştir. Bunu yaparsak bizi kimse yıkamaz." dedi.